eyvaaah yüzüm ölü gibi.
bembeyazım ben zehirlendim mi acaba.
İşte siyah saçın sonuçları tataaa diyerek gün başladı.
Oynuyorum arada sırada ama çok da umursadığımı kendime belli etmiyorum..
-
Dışardaki işlerime gittim.
İstiklal'de yürürken aklıma kuafördeki yorumlar gelmeye başladı:
rus gibi
derken karşıdan siyah saçlı kırmızı rujlu bir rus geçiverdi.
eyvah dedim.
ayıp dilan sus dedim.
geçmez bu renk kolay kolay gibi
yanımdaki kızın soluk siyah renkli saçına baktım
eyvah dedim.
olur mu dilan boyatınca düzelir o da dedim.
birden sarışın kızları gözüm seçmeye başladı
güzeller galiba
şunun sarısı
şunun modeli
şunun üstündekine uyumu
of dur bir dilan ya beyninin oyununa geliyorsun dedim.
toplantı bitti,
dergi buldum masada açtım bakıyorum kahvemi içerken.
ne güzel bir çekim
model iyiymiş
derken
sarı saçlarına takıldı gözüm.
ARGH!
ilk günden mi!
bu kadar devlet meselesi mi olacak şimdi bir saç rengi!
sorularımı aldım çantama, eve geri dönmek üzere yürümeye başladım.
kulaklığımı son ses açtım ki beynimi duymayayım.
vitrinlere bakmıyorum ki yansımadaki saçlarımı düşünmeyeyim.
Sokağa geldiğimde Mavra'ya uğradım, henüz tanıştığım ama belli ki çok seveceğim mekanın sahibesi Yonca'yı gördüm,
sen bir değişmişsin, dedi.
eyvah dedim.
yok olmuş,dedi
soluk olmuşum,dedim
makyaj yaparsın,dedi
artık galiba,dedim
biraz değişiklik iyidir ,dedik sonuç olarak.
kargoya gittim,dönerken Yonca'yı yine gördüm.
aklıma takıldı ya,dedim
çok mu kötü olmuş?
hayır öyle bir şey söylemedim ki ben,dedi
güzel olmuş,ama seni eski halinle tanıdığım için aradaki farka şaşırdım,dedi.
doğru aslında,haklısın,dedim
eve girene dek beynimi susturdum.
tam anahtarla kapıyı açıyordum ki biri fısıldar gibi beynime bir soru düştü:
'daha yeni başlayan bir ilişkinin ilk haftalarında saçını tamamen değiştirmiş olduğunun farkında mısın?'
eyvah,dedim.
No comments:
Post a Comment